Yeniden Refah Partisi Afyonkarahisar İl Başkanı İbrahim Derviş Suna, “Hükümet depolarda çürüyen patatesleri neden görmez. Üstüne üstlük çiftçiye zulmedercesine ithalat yapar. Bunlar seçim yok diye mi? Halk hiçbir iyiliği de zulmü de unutmaz” dedi.
Yeniden Refah Partisi Afyonkarahisar İl Başkanı İbrahim Derviş Suna, yaptığı yazılı açıklamada patates üreticisinin sorunlarına değinerek, Aile Psikoloğu Yasasının çıkarılmasını önerdi. Suna şunları söyledi:
“Patates üreticilerimizden oluşan bir heyet, Bakanlığa anlatamadıkları dertlerini çaresizliğini, emeklerinin heba edilmesini Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan’a anlattılar, çözüm istediler.
Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Av. Bayram Sakartepe beyin yönlendirmesi ile Ticaret ve Tarım Politika Kurulu olarak iki gün sonrasında 19 Mart’ta sahaya indik.
“Depolarda çürüyen Türk çiftçinin alın teri”
Patates Üreticilerinin Sorunlarını yerinde tespit ve çözümlerimizi belirlemek için Resmi Devlet kurum ve yetkilileri ve üreticilerini ziyaret ettik. Sorunu ilettik ve çözüm için parti politikalarımızı anlattık ve onları dinledik.
Depolarda çürüyen Türk çiftçinin alın terini yerinde gördük. Bunları kayıt altına alarak tarihe not düştük.
Türkiye kamuoyu gerçekleri ve çözümü Yeniden Refah Partisinde gördü. Parti Raporumuz ve çalışmalarımız İktidar nezdinde takip edilerek sunduğumuz çözümleri, Tarım Bakanlığı Ramazan ayına girerken önerilerimizi dikkate alarak üreticilerimizin depolarındaki Patatesi (maliyetinin altında 0,85kuruş) TMO vasıtasıyla alacağını ve bedelsiz ihtiyaç sahiplerine dağıtacağını açıkladı.
“Öncü rolümüz her alanda devam ediyor”
Biz Yeniden Refah Partisi olarak çözüm partisiyiz. Milli Görüşün gerçek adresi Yeniden Refah Partisi olarak geçmişten bugüne Adil Ekonomik Düzen ve siyaseten duruşumuzu bir kez daha kamuoyuna gösterdik. Çözümlerimizin iktidar tarafından dikkate alınıp hayata geçirilmesi ve üreticilerimizin bir nebze de olsa nefes almalarını memnuniyet ile karşılıyoruz.
Dün Ayasofya’nın açılması, İstanbul Sözleşmesinin kalkması, bugün Patates Üreticilerimizin emeği ve alın terinin değerlendirilmesindeki öncü rolümüz her alanda devam ediyor, edecektir. 2023 Yeniden Refah, Yeniden Erbakan iktidarının baharın geliş müjdecisi olacaktır.
“Patates üreticisi isyan ediyor”
Patates üreticisi isyan ediyor. Covid-19 nedeniyle kapalı olan otel ve lokanta gibi işletmelerin alım yapmaması nedeniyle patatesler depoda kaldı. Depolarda 1 milyon tona yakın patates var. Yazlık ve kışlık olarak iki kez ekilen patatesin depolarda saklanan kısmı için riskli bir sürecin başladı. TMO devreye girmeli, en geç 15 gün içinde patates alımı yapmalı, Ürün alınamazsa çürüyecek. Yaşadıkları sorunları anlatan patates üreticileri, 1 liraya mal ettikleri patatesi 50 kuruşa bile satamadıklarından yakındı. Ürünleri depoda çürürken, patates marketlerde 3 liraya kadar fiyatla satılıyor.
“Aracılar kazanıyor”
TMO alım yapmalı. TMO ve Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri ürünü 1 liradan alıp, 1 lira 25 kuruşa satışını sağlayabilir. Hem tüketici hem üretici korunur hem de ekim alanlarında yeniden patates ekimi sağlanabilir.
Girdilere zam üstüne zam Üreticiler; gübreye, ilaca, tohuma ve elektriğe geçen yıla göre yüzde 100 oranında zam gelirken, patatesi geçen yılki fiyata bile elden çıkaramadıklarını kaydetti.
Aracılar kazanıyor. Tüketici patatesi pahalı almak zorunda kalıyor. Ne üretici kazanıyor ne de tüketici ucuza ürün alabiliyor. Aracıların kazandığı bu sistemde, üreticinin alın teri ve emeği yok olup gidiyor.
“Tohumda dışa bağımlılık sonlanmalı”
Tohumda dışa bağımlılık sonlanmalıdır. Patates ile ilgili asıl problemimiz yeterli miktarda tohum olmaması yani tohumu ciddi oranda ithal ediyoruz. Tohum yatırımına ve tohum üretimine ağırlık vermemiz lazım. İthalata vereceğimiz parayı eğer tohuma verirsek Türkiye kendi ihtiyacını üreteceği gibi ciddi bir ihracatçı da olabilir. Halen patates üretiminde kullanılan tohumluğun ancak %10 kadarı sertifikalı olup, kalanı tohumluk niteliği olmayan yumrularla yapılmaktadır. Tohumlukta dışa bağımlılığın önüne geçilememiştir.
Satılamayan patatesler depolara Patates hasadının bittiği tarlalarda üreticiler belki değer bulur umuduyla patatesi depolara kaldırıyor. Bu da ek bir maliyet getiriyor. Satılamadığı için depolarda ürünler çürüyor.
“20 yılda geldiğimiz nokta ortadadır”
Çözüm, TMO ve Tarım Kredi Kooperatiflerinin patates alımı yapması için bir düzenlemeye gidilmesidir. Önümüz ramazan üreticilerimizden alınacak patatesler, büyükşehirlerde sosyal yardım amaçlı olarak ihtiyaç sahiplerine dağıtılabilir.
Yeniden Refah Partisi olarak her zaman çiftçimizin yanında olacağız Konuyu başta Tarım Bakanı olmak üzere tüm yetkililer ile görüşerek sorunlarınızı ve çözüm önerilerimizi sunacağız.
Türkiye de Tarım Planlaması yok. 1,5 milyon dekar alanda, 71 ilimizde patates üretilmektedir. Patatesin 1999 yılında 6,5 milyon ton üretimi varken 2020 yılında 5 milyon ton civarında patates hasat edilmiştir. 20 yılda geldiğimiz nokta ortadadır.
“Bunlar seçim yok diye mi?”
Üretim Odaklı Politika Hükümet olarak üretim odaklı bir politika uygulamaz, ithalat yaparız derseniz o zaman her ithalat çiftçiyi üretimin dışına iter. Çiftçi üretmeyi bıraktıkça fiyat daha çok yükselir, fiyat yükseldikçe daha çok ithalat gündeme gelir. Bu bir sarmal, bunun kırılması gerekiyor. Türkiye’nin sahip olduğu tarımsal potansiyele bakarsak, birkaç ürün dışında diğer ürünleri ithal etmesi gereken bir durum yok. Türkiye, dünyanın on tarım ülkesi arasında, Avrupa'nın bir numarası derken soğan-patates ithal edeceksiniz. Bu çok kabul edilebilir bir şey değil. Türkiye’nin bu ürünlerde belli oranda ihracatı da var.
Unutmayalım 2019 yerel seçimlerinde depo basan, sokakta tanzim satışlar kurarak patates soğan satan bakanlık neden şimdi depolarda çürüyen patatesleri görmez. Üstüne üstlük çiftçiye zulmedercesine ithalat yapar. Bunlar seçim yok diye mi? Halk hiçbir iyiliği de zulmü de unutmaz. Bakanlık derhal harekete geçmeli ve üreticinin elindeki ürünü almalıdır.
Tarımda da Çözüm Yeniden Refah Yeniden Erbakan İktidarıdır. Halkımızın beklentisi ve umudu budur.
“Aile psikoloğu yasası derhal çıkarılmalı”
Aile Psikoloğu Yasası derhal çıkarılmalıdır ve toplumumuz eğitilip rehabilite edilmelidir. Ülkemizde uzun zamandır devam edegelen terör, ekonomik problemler, toplumsal yozlaşmaya sebep olan Lanzarote Sözleşmesi, Cedaw Sözleşmesi, İstanbul Sözleşmesi, 5.kol faaliyetleri ve nihayet Pandemi halkımız ve toplumumuz üzerinde maddi manevi önemli oranda olumsuz yıkıcı sonuçlar doğurmuştur.
Günümüzde uzun süredir korku, kaygı ve öfke altında yaşayan toplumumuz başta depresyon olmak üzere, Kronik Stres ve Anksiyete (Kaygı Bozukluğu) gibi pek çok psikiyatrik hastalıklar yaşamaktadır. Tüm bunlara ekonomik problemler ve yetersiz beslenme de eklenince halkımız özellikle son senelerde Kanser, Kalp Krizi ve Dolaşım Sistemi Bozuklukları başta olmak üzere pek çok kronik hastalıkla da mücadele etmek durumunda kalmıştır.
“Müdahaleler ivedilikle bir an önce yapılmalı”
Mevcut durum ve bu veriler asla tesadüfi olarak ortaya çıkan sonuçlar olmamıştır. Zira
günümüzde savaşlar meydanlarda değil, zihinlerde ve bilâkis insan bedeninin içerisinde (Psikoterör ve Biyolojik Savaş) olarak kurgulanıp yönetilmektedir. Dolayısıyla ülkemizde ortaya çıkan bu yıkıcı sonuçlara yönelik, terörle mücadeleye verilen önemden çok daha fazla önem verilmeli ve gereken önleyici müdahaleler ivedilikle bir an önce yapılmalıdır.
Zira sürekli Kaygı, Korku ve Öfke altında yaşatılan toplumlarda 5 önemli yıkıcı sonuç ortaya çıkar.
1- Toplum uzun vadede hastalanır, her türlü hastalık artar.
2- Suç ve suçlu artar.
3- Aile içi iletişim bozulur, çatışmalar artar Boşanmalar çoğalır.
4- Alkol ve Madde bağımlılığı artar, buna bağlı olarak Fuhuş patlar.
5- Üretim düşer, işsizlik çoğalır.”