08.11.2021 tarihinde yerel saatle 20:43’te dışmerkezi Kızılören (Meram-Konya) olan 5.1 büyüklüğünde sığ odaklı bir deprem meydana gelmiştir.
Afyonkarahisar ve Konya’ya bağlı yerleşim alanlarında özellikle alüvyal zeminler üzerinde orta şiddetli hissedilen depremin Odak mekanizma çözümlerine göre KD-GB uzanımı normal bir faydan kaynaklanmıştır, bölgedeki KB-GD yönlü genişleme kuvvetleri etkisi altında meydana gelmiştir. Türkiye Diri Fay Haritası’nda depremin kaynak fayı yer almamaktadır. BÜ Kandilli Rasathanesi’ne göre, bölgede İlk 12 saat içerisinde büyüklükleri 0.7 ile 4,0 arasında değişen yaklaşık 50 adet artçı deprem kaydedilmiştir. Ana şoktan 1 saat 46 dakika sonra Afyonkarahisar yerleşim alanının yaklaşık 6 km güneybatısında yer alan Sülün’de 3.1 büyüklüğünde sığ odaklı bir deprem daha meydana gelmiştir. Afyonkarahisar kent merkezinde şiddetlice hissedilen bu deprem Afyonkarahisar Merkez ile Çay ilçesi arasında uzanan yaklaşık D-B uzanımlı Işıklar Fay Zonu’nun batı bölümünde yer alan normal fay segmentleri üzerindeki kırılma sonucu meydana gelmiştir.
Afyon Kocatepe Üniversitesi Deprem Uygulama ve Araştırma Merkezi Diri Fay Araştırma Grubu, Afyon-Akşehir Grabeni’ni Jeolojik, Jeodezik ve Jeofizik yöntemler ile uzun yıllardır takip etmektedir. Çay ile Afyonkarahisar arasında yer alan Işıklar Fay Zonu aletsel dönemde henüz yıkıcı bir deprem üretmemiş olup, fayın batı bölümü 08.11.2021 Kızılören-Konya depremi sonrası tetiklenmiştir. Özellikle Karaarslan ile Büyük Kalecik arasındaki fay parçaları son yıllarda sismik olarak hareketlenmeye başlamıştır. Bununla beraber grabenin doğu bölümünde yer alan Tuzlukcu ile Yunak arası da son zamanlarda sismik açıdan hareketli alanlardır.
Son yıllarda bölgede meydana gelen depremler, Afyonkarahisar ile Konya arasındaki bölgede başlıca KB-GD, KD-GB ve K-G olmak üzere çok yönlü genişlemeli bir tektonizma ile kontrol edilen çok sayıda diri fayın yer aldığına işaret etmektedir. Bölgede, Bolvadin (Afyonkarahisar), Tuzlukçu (Konya) gibi yerleşim alanları ile Afyonkarahisar Hava Meydan Komutanlığı altından geçen asismik yüzey deformasyonları meydana gelmiş ve gelmeye devam etmektedir. Son 15-20 yıldır, özellikle yerleşim alanları içerisinde yıkıcı deprem olmaksızın büyük oranda yeraltı su seviyesinin düşmesine bağlı oturmalardan kaynaklanan yüzey kırıkları üzerinde yer alan ve taşıyıcı sistemlerinde hasarlar oluşan binalar için bu tip orta şiddetli depremler tehlike oluşturmaktadır.
Bu bölgelerde asismik yüzey deformasyonları üzerinde yer alan riskli binaların acilen tespit edilmesi ve gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Bununla beraber, bu bölgede meydana gelen orta şiddetli depremler, normal-meydana gelmesi beklenen depremler olup bölgemizde 6.8 büyüklüğüne kadar depremlerin meydana gelebileceği gerçeğini bilerek yerel yönetimlerimiz tarafından gerekli önlemlerin alınması, depreme hazırlıklı olunması gerekmektedir.