Başkan Mısırlıoğlu: "Ekonomik Başarısızlık Tekstili de Vurdu!”

Türkiye’nin üretim gücü, ihracat potansiyeli ve istihdam kaynağı olan tekstil sektörü, bugün ekonomik krizin en ağır darbelerinden birini yaşamaktadır.
Bir zamanlar “dünyanın kumaşını dokuyan ülke” olarak anılan Türkiye, bugün ne yazık ki can çekişen bir tekstil endüstrisine sahip hale gelmiştir.

2025’in ilk yarısında Bangladeş ve Vietnam blue tekstil ihracatlarını çift haneli oranlarda artırırken, Türkiye’nin ihracatı yüzde 6,9 oranında gerilemiştir.
2022’de 22 milyar dolar olan tekstil ihracatının, bu yıl 17 milyar dolara düşmesi beklenmektedir.
Bu tablo, yalnızca bir sektörün değil, Türkiye ekonomisinin yönetimindeki büyük başarısızlığın aynasıdır.

Ekonomik politikaların öngörüsüzlüğü, döviz kuru istikrarsızlığı, yüksek enerji maliyetleri ve artan işçilik giderleri; üretimi neredeyse imkânsız hale getirmiştir.
Yüz binlerce emekçinin ekmek kapısı olan tekstil fabrikaları kapanmakta, ihracatçı firmalar üretimi durdurmakta, küçük işletmeler iflasla boğuşmaktadır.

Bugün geldiğimiz noktada, hükümetin uyguladığı yanlış ekonomi politikaları sonucu;
“Türkiye üretimden koparılmış, ithalata mahkûm edilmiştir.”

Petrol Bulmakla Övünenler, Halkın Cebini Boşaltıyor

Son günlerde Diyarbakır’da “petrol bulundu” açıklamalarıyla yeni bir müjde daha verildi. Ancak milletimiz artık bu “müjde tiyatrolarını” ezbere biliyor.
Ne zaman “petrol bulduk” denilse, ertesi gün akaryakıta zam geliyor.
Ne zaman “doğalgaz bulduk” deseler, faturalar kabarıyor.

Bugün de aynı senaryo tekrarlanıyor:
Daha petrolün varlığı laboratuvar testleriyle bile netleşmeden, pompada fiyat etiketi değişiyor.
Milletin refahını değil, kasayı doldurma derdine düşen bir yönetim anlayışıyla karşı karşıyayız.

Petrol bulmakla övünenler, vatandaşın cebindeki son kuruşu da almayı başarı olarak görüyor.
Artık herkes biliyor ki bu ülkede her “müjde” yeni bir zam habercisi haline gelmiştir.
Yakında yine “doğalgaz bulduk” derler, ardından faturalarımıza yansır; çünkü artık bu yönetimin ekonomi politikası “zamla yaşamak” üzerine kurulmuştur.

Üretim Olmadan Refah Olmaz

Ekonomi yönetiminde atılan yanlış adımlar yalnızca tekstil sektörünü değil; gıda, inşaat, sanayi, tarım ve hizmet sektörlerini de birer birer çökertmektedir.
Her alanda “başarı masalları” anlatılırken, sahadaki gerçek; kapanan fabrikalar, işsiz kalan insanlar ve umudunu yitiren üreticilerdir.

Unutulmamalıdır ki;
Üretim olmadan istihdam, istihdam olmadan refah, refah olmadan da güçlü bir Türkiye olmaz.
Gerçek müjde; petrol bulmakta değil, milletin refahını artırmakta gizlidir.
Bizim hedefimiz, “zamla övünen değil, üreterek büyüyen bir Türkiye”dir.