Saadet Partisi Afyonkarahisar İl Başkanlığı, 14 Mart Tıp Bayramı öncesinde Saadet Partisi Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu’nun yayınladığı raporu kamuoyuyla paylaştı.
Raporda şu ifadelere yer verildi;
“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 14 Mart Tıp Bayramı öncesinde hekimlerin hak arama eylemleri hakkında bazı açıklamalarda bulundu. Hangi açıdan bakarsak bakalım Erdoğan’ın tüm konuşması yanlışlıklarla ve haksızlıklarla doludur.
“Hiç hasta ve tedavi yöntemi görmeden mezun olmaları nasıl bir eğitim politikası ile açıklanmaktadır?”
Türkiye’nin her yeri evet Sayın Erdoğan’ın söylediği gibi borçlanmayla ve halkın vergisiyle yapılan hastaneler ve tıp fakülteleri ile doludur. Peki bu hastanelerde randevular kaç dakikada bir yapılmaktadır. Ya da Tıp Fakülteleri hoca eksikliklerinden açıldıkları üniversitelerde eğitim verebilmekte midir? Çok uzağa gitmeden Aksaray üniversitesi Tıp Fakültesinin eğitim ve öğretim faaliyetlerinin Konya NEÜ’nde yürütülmesi, birçok tıp fakültesinde farklı kliniklerde ne hekim ne de asistan bulunmaması sonucu olarak bu fakültelerden mezun olan öğrencilerin belirli alanlarda hiç hasta ve tedavi yöntemi görmeden mezun olmaları nasıl bir eğitim politikası ile açıklanmaktadır?
Hekimler az para aldıkları için değil hak ettiklerini alamadıkları için, her gün Türkiye’nin dört bir yanından sağlıkta şiddet haberleri gelirken ve sürekli bu konuyla ilgili düzenlemeler yapılacağı ifade edilirken bir adım atılmadığı için, uzun çalışma saatleri ve günler süren nöbetleri olduğu için, özlük haklarını alamadıkları için ve belki de en çok ülkenin en yetkili kişisi tarafından alenen hedef gösterildikleri için gitmek istiyorlar. Bunca sorunu nasıl çözeriz, bu gidişleri nasıl durdururuz, ne yapabiliriz diye düşünülerek politikalar oluşturulması gerekirken kapıyı göstererek itibar suikastı yapılmaktadır.
“Geleceğin hekimleri nasıl ve kimden eğitim alacak”
Üniversite sınavında dereceler yapılarak girilen ve sonrasında en az 10 yıl tıp fakültesi ve uzmanlık eğitimi alarak insanüstü gayretlerle görevini yapan bu ülkenin yetişmiş insan gücüne, kalifiye bir meslek grubuna yapılan itibar suikastı kabul edilebilir değildir. Kapı gösterilen ve vazgeçilen her bir hekimin yerinin doldurulması için en az 10 yıl ve ciddi bir kaynak gereklidir. Tecrübeli uzman doktorların istifa etmesi, özele ya da yurt dışına gitmesi sorununu yerlerine yeni mezunların ya da asistanların koyularak çözüleceğini zannetmek akıl dışıdır. Geleceğin hekimleri nasıl ve kimden eğitim alacak, riskli ve deneyim gerektiren ameliyatları kimler yapacak? gibi en basit sorular bile cevaplanamazken mevcut şartlarda gitmek isteyenlerin zaten özellikle yeni mezunlar olduğu da bilinmelidir. Üniversite açmak, vatandaşlarının eğitim almalarını sağlamak zaten devletin görevidir.
“Dışlama ve ötekileştirme yapılmakta ve hedef gösterilmektedirler”
Son yayınlanan 2019 Sağlık İstatistikleri Yıllığında 100.000 kişiye düşen hekim sayımız 173’tür. Bu oran OECD ülkelerinin ortalamasının (352) çok gerisindedir. Bu rakamlara ve tüm olumsuzluklara, pandemi döneminde izin, istifa gibi birçok hakları ellerinden alınmasına rağmen bu zor dönemin yükünü omuzlamış, birçok meslektaşını kaybederek mücadelesine devam etmiş bir meslek grubunu para üzerinden değersizleştirmek akıl alır değildir. Bu mücadelenin sonucunda yaklaştığımız 14 Mart’ta Sağlıkta şiddet konusunda çözüm, özlük haklarında iyileşme gibi iyi haberler duyulması beklenirken tam aksine dışlama ve öteki- leştirme yapılmakta ve hedef gösterilmektedirler.
Beklenen hiçbir iyileştirme yapılmadığı ve artık sağlık insan gücümüz azaldığından hekimler daha fazla hasta görebilmek için muayene süresini kısaltmaya zorlanmaktadır. Aslında hekimlerin bu konularda bekledikleri iyileşme sistemin sürekliliğini sağlayarak tüm halkın 5 dakikada muayene olmaması, bir randevu için aylar sonrasına sıra beklememesi, kısacası daha iyi hizmet verebilmek için verdikleri mücadeledir.
“Sağlık çalışanları her türlü övgüyü hak etmektedir”
Hekimleri talep ettikleri can güvencesi, iş güvencesi ve gelir güvencesi konularında destekliyoruz. Gidecek olan hekimler değil hekimlere kapıyı gösteren ve aslında halkın sağlığını düşünemeyenlerdir. Sağlık çalışanlarımız bugün her türlü övgüyü hak etmektedir.
Kendilerine minnettar olduğumuzu belirtmeyi bir vazife olarak görüyor; başta şiddet problemi olmak üzere, çalışma hayatında yaşadıkları tüm problemlerin giderilmesini temenni ediyoruz.
Bu vesileyle Sağlık çalışanlarımızın 14 Mart Tıp Bayramı'nı en içten duygularımızla kutluyoruz. Her birine huzurlu, güvenli ve sağlıklı günler diliyor, görevi başında hayatını kaybetmiş tüm sağlık çalışanlarımızı da rahmet ve şükranla yâd ediyoruz.”